Kimsesizliği tanımlayan can acıtıcı bir söz öbeğidir...

Güzel bir pazarlama örneğidir gözümde, hem merak uyandırıyor bu sefer ne yazıyor diye hem de çizimler güzel.

(bkz: Stefan zweig) kitapları genelde bir oturuşta biter.

22 yaşında bir kadından bahsediyoruz!
Bir de onu vahşice yakan bir erkekten!

Her gün ama her gün en az 2-3 kadın, erkek şiddetine maruz kalıyor ve hayatını kaybediyor.

Peki bu kadınlar size ne yaptı?

Koynunuza alıp sevişince, istediğiniz gibi davranınca, sizin kurallarınıza uyunca bir sorun yok. Ama bunlardan herhangi biri istediğiniz gibi değilse yak, parçala, katlet, balkondan at, taciz et, tecavüz et!

Hala milletin sessiz kalması, “ama o kadın da böyle yapmasaydı...” ile başlayan cümleler kurması akıl alır gibi değil!

Kadının kadına yaptığı şiddetten bahsetmek dahi istemiyorum!

Kadınları öldürmeyin, öldürmeye izin vermeyin, sessiz kalmayın; kadınları yaşatın!

Biliyorum hayal ettiğin gibi gitmiyor ama ikimiz de keyif alıyoruz bu durumdan ve biliyorum çok heyecanlı değilsin tanıştığımızdaki kadar ama benim içimde bir yer yine de vazgeçme diyor, yine de seninle ilerlemek istiyor.
ilgin, benim sana olan ilgim, hayata bakışın, hayatta duruşun ve kadınları savunuşun o kadar kıymetli ki bir daha baştan yaşasak bir daha seninle tanışır, bu şansı ikimize tanırdım, aramızda binlerce kilometre de olsa, her şeyi bile bile yeniden derdim.

Ve sen bunları okusan da anlamayacaksın, çünkü buradaki kullanıcı adımdan haberin bile yok. Belki bir gün bunları da itiraf ederim, bir şok daha yaşatırım sana.

isterim ki hep yanımda kal, benimle kal, yol arkadaşım ol...

“Çekilin yanımdan gelmeyin üstüme
iyi gün dostlarım tutmayın elimden.”

(bkz: şebnem ferah)

En son bir arkadaşım "içimden geldi, sana bir şey yollayacağım" dedi ve bir de baktım ki kitap hediye etmiş.
Fazlasıyla mutlu etti bu hediye beni.

takdir edilesi kadındır, her şeyden önce sağlık gelir ve konu sadece gebe kalmamak değil, herhangi bir hastalık taşımamak ya da kapmamak.
helal olsun!

(bkz: sabahattin ali)

ne kendisini ne de katledilme şeklini unutmak ne mümkün...

Ben bir Ayten'dir tutturmuşum oh ne iyi
Ayten'li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
Şarkılar söylüyorum
Şiirler yazıyorum Ayten üstüne
Saatim her zaman Ayten'e beş var
Ya da Ayten'i beş geçiyor
Ne yana baksam gördüğüm o
Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor.

(bkz: ümit yaşar oğuzcan)

hayatta yapmam dediğim şeyi yaptım, pişman değilim ama tahmin edemeyeceğim kadar çok sevme potansiyelim var şimdi. Fakat arada kilometrelerce yol ve virüs var. Neden yaptım bilmiyorum ama şaka maka özlüyorum da!

tereddüt ediyorsanız atmayın kardeşim, belli ki ne istediğinizi bilmiyorsunuz, bari karşı tarafının dengesiyle oynamayın.
he çok istiyor çekiniyorsanız da atın gitsin!